Hava Durumu

#E-Ihracat

İK GÜNDEMİ - E-Ihracat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, E-Ihracat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hepsiburada'nın Cumhuriyet'in ikinci yüzyılındaki hedefleri Haber

Hepsiburada'nın Cumhuriyet'in ikinci yüzyılındaki hedefleri

Hepsiburada, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı için ticari ve teknolojik hedeflerini açıkladı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Hepsiburada, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında da Türkiye'yi teknoloji, ticaret ve e-ihracatla büyütmeye, kadın girişimciliğini, çocukları ve gençleri desteklemeye söz veriyor. 2000 yılında kurulan Hepsiburada, Türkiye'nin e-ticaret ekosistemini geliştirmek için faaliyet gösteren bir öncü oldu. Pazaryeri modeli aracılığıyla yüz binlerce esnafı, KOBİ'yi ve aile işletmelerini dijital dünyada büyütmeyi başardı. Hepsiburada, bugüne dek 400 bin işletmenin dijital dönüşümünde liderlik yaparak 5 milyon kişinin geçimine katkı sağladı. HepsiJET, Hepsipay, HepsiAd gibi inovatif girişimleriyle Türkiye'nin onbinlerce markasını büyümesine ticari, teknolojik ve lojistik gücüyle katkı sunan Hepsiburada 2021'de Türkiye'nin Nasdaq'ta işlem gören ilk ve tek şirketi olarak Türk bayrağını global arenada dalgalandırmaya başladı. Hepsiburada, yerli yazılım ve teknolojileri geliştirerek Türkiye'nin dijital bağımsızlığını destekliyor. Aynı zamanda, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta eşit haklara sahip olmaları için önemli projelere de imza atıyor. 'E-ihracat ile bayrağımızı tüm dünyada dalgalandıracağız' Açıklamada görüşlerine yer verilen Hepsiburada Üst Yöneticisi (CEO) Nilhan Onal Gökçetekin şunları kaydetti: "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde gerçekleşen büyük bir bağımsızlık mücadelesinin ardından, bir milletin Cumhuriyet ile yeniden doğuşunu 100 yılını kutlamak, bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağıdır. Günümüzde bir teknoloji şirketi olarak, yerli teknolojilerimizi geliştirebiliyorsak, kadın girişimciliğini destekleyip kadınların ekonomik hayata katılmasına yardımcı olabiliyorsak, bir kadın tarafından kurulan ve yönetilen bir şirket olarak Türk bayrağını Nasdaq dünya teknoloji borsasında ve küresel arenada dalgalandırabiliyorsak, bu başarılarımızı Cumhuriyet'in ve Cumhuriyet'in temsil ettiği değerlere borçluyuz. Kuruluşumuzdan bu yana, ticaretin dijitalleşmesine odaklanarak teknolojinin yıkıcı değil, yapıcı gücüne vurgu yapıyor ve Türkiye'nin dijital dönüşümünün öncüsü olma yolunda ilerliyoruz. Finansal teknoloji çözümlerimizi, lojistik, teknolojik ve pazarlama yeteneklerimizi bir araya getirerek hem paydaşlarımızın hem de Türkiye'deki e-ticaret ekosisteminin büyümesine liderlik ediyoruz." Sektörünün en büyük yerli oyuncusu olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında, global düzene yön verecek etki ve yetkinlikte, güçlü ve yerli teknoloji şirketlerinin bir zorunluluk olduğuna inandıklarını vurgulayan Gökçetekin, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında kendilerine ışık tutacak hedefleri sıraladı. Gökçetekin, 'Ülkemizin ihracat stratejisi ve hedeflerine uygun olarak, Türkiye'de sahip olduğumuz deneyim liderliğini ülkemizin dışına taşımak için de çalışacağız. Ülkemizin işletmelerini ve KOBİ'lerini e-ihracat sayesinde uluslararası piyasalara açarak ülkemizin bayrağını tüm dünyada dalgalandıracağız. Girişimci kadınları desteklemeye devam ederek, e-ticaretle tanıştırıp işlerini büyüttüğümüz kadınlarımızın sayısını 2030'a dek 120 bine çıkaracağız. Türk sporunun en büyük destekçilerinden biri olarak gençlerimizi ve çocuklarımızı sporla tanıştıracağız. Müşterilerimiz ve iş ortaklarımız için ise fayda yaratmaya, onların yol arkadaşı olmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecek 100 yılında da ülkemiz ve tüm paydaşlarımız için değer yaratmaya, yatırım yapmaya, gelişmeye; teknolojiyle ve e-ticaretle üretilen katma değerin ülkemizde yatırıma ve istihdama dönüşmesi için var gücümüzle çalışacağız.' ifadelerini kullandı.

Bursa’da e-ticaret ve e-ihracat konferansı düzenlendi Haber

Bursa’da e-ticaret ve e-ihracat konferansı düzenlendi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından koordine edilen Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) tarafından ev sahipliği yapılan WORLDEF E-Ticaret Vakfı'nın düzenlediği Bursa E-Ticaret ve E-İhracat Eğitim Konferansı'nda, elektronik ticaret ve elektronik ihracatın geleceği hakkında konuşmalar gerçekleştirildi. Konferansın açılışını WORLDEF Ventures Grup Pazarlama Direktörü Sedat Ateş yaparak, Bursa'nın e-ticaret ve e-ihracat alanında sunabileceği potansiyele dikkat çekti. Ateş, "Etkinlik oldukça verimli geçti. Katılımcıların ilgisi ve etkileşimi, beklentilerimizin üzerindeydi. Etkinlik süresince, iş dünyasının güncel gelişmeleri, stratejileri ve geleceğe yönelik öngörülerimizi paylaştık. Etkinlik esnasında canlı networking yaptık. Ayrıca, katılımcıların sorularını yanıtlamak ve daha fazla bilgi sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yaptık. Katılımcılarımızın, bu etkinlikler sayesinde yeni bilgiler edinip iş dünyasında daha başarılı olmalarını umuyoruz. Bu bizi Antalya etkinliği için daha da heyecanlandırıyor. Antalya etkinliği, 23-25 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek ve bu tarihlerde katılımcılarımıza hem eğitici hem de keyifli bir deneyim sunmayı hedefliyoruz" dedi. BEBKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Zeki Durak, Bursa'nın Türkiye'deki e-ticaret sıralamasındaki dördüncü konumuna dikkat çekti ve bu başarının sadece bir başlangıç olduğunu, şehrin e-ticaret alanındaki potansiyelinin henüz tam olarak kullanılmadığını belirtti. Ayrıca, Uludağ İhracatçı Birlikleri Uzmanı İsmail Samet Eser, e-ihracatın ekonomik faydalarını ve devlet teşviklerini katılımcılara daha verimli iş modeli oluşturma perspektifiyle sunarak konferansa katkı sağladı. Verilen bilgiye göre; WORLDEF ANTALYA etkinliğinde e-ticaret ve e-ihracat sektöründen 5 bin katılımcı bekleniyor. 3 gün sürecek olan etkinlikte çalıştaylar, workshoplar, oturumlar ve B2B eşleşmeler yapılarak ülke ekonomisine katkı sağlanması amaçlanıyor. Dışarıdan katılımcılara açık olacak etkinlik, katılımcılara networking imkanları sağlayacak.

Sertrans Logistics Batı Avrupa'da 16 depo kuruyor Haber

Sertrans Logistics Batı Avrupa'da 16 depo kuruyor

Türkiye'nin lider lojistik şirketi Sertrans Logistics, beş yıllık yurt dışı büyüme stratejisini açıkladı. Türkiye ihracatçısının uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla nüfuz etmelerini temin etmek ve önemli pazarlardaki ihracat performansının istikrarlı şekilde büyümesine imkân sağlayacak altyapı olanaklarının oluşturması sürecine destek verme hedefiyle önemli bir projeyi hayata geçiriyor.   Türk ihracatçısına önemli avantajlar sunacak olan Sertrans Logistics, proje kapsamında Almanya Düsseldorf'ta kuracağı 30 bin metrekare büyüklüğünde ana lojistik merkezi; Hamburg, Berlin ve Münih'te üç cep depo ve Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya ve Hollanda'da 12 cep depo ile batı Avrupa'nın tamamında yerleşik düzeyde 3PL lojistik hizmeti verecek. Beş yılda yaklaşık 60 bin metrekare depolama alanı kurulması planlanan projede; Trieste ve Sete RoRo hatları, Halkalı üzerinden Budapeşte tren hattı intermodel bağlantısıyla birbirine bağlanacak. Projeyle serbest ve gümrüklü depolama, cross-dock lojistiği, elleçleme, e-ticaret/e-ihracat lojistiği (fulfillment), iade lojistiği (e-ticaret), gümrükleme, yurt içi palet dağıtım (B2B), yurt içi kargo dağıtım (B2C) gibi hizmetler Türk ihracatçısına sunulacak.   “Türk ihracatçısının ihtiyaçlarını tek çatı altında çözeceğiz”  250 milyon kullanıcının ve 69 milyar avroluk bir ihracat potansiyelinin olduğu 15 ülkenin (Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İspanya, Portekiz, İsviçre, Avusturya, Polonya, Çekya, Slovenya, İtalya, Hırvatistan, Birleşik Krallık) bulunduğu bölgede, Türk ihracatçısına bu pazarlarda kalıcı olma ve tüm lojistik ihtiyaçlarını tek çatı altında çözebilme imkanı sunacaklarını söyleyen Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “Mevcut yurt dışı piyasasındaki koşullardan daha elverişli, Türk ihracatçısının ürünlerinin rekabetçiliğini destekleyici lojistik altyapımız ve uygun maliyetlerimizle ihracatçımızın yurt dışı pazarlardaki rekabet gücünün gelişmesini sağlayacağız. Proje kapsamında, ilgili merkezden hizmet alan firmaların stoklarının sürekliliğinin sağlanması adına, Türkiye ve Avrupa arasında yapılan tüm taşıma modlarındaki sevkiyatların yönetimini yapacağız. Yurt dışı büyüme planımızın ve iş modelimiz neticesinde ortaya çıkacak fayda maliyetlerden bir tanesi de Türk ihracatçısının ürünlerinin pazarda her daim bulunabilirliği ve 24 ila 48 saat içinde Avrupa'nın birçok noktasına teslim edilebilirliği şeklinde olacak. Pazardaki bir-iki günlük ürün teslim taleplerinin Avrupa'daki rakip üreticiler tarafından karşılandığı ortamda, Türk ihracatçısını daha önceden hiç olmadıkları kadar rekabette öne çıkartacağız” dedi.  Bir milyar dolarlık ihracat potansiyeli  Projenin Türkiye ihracat hacmini artıracak büyük bir hamle olduğunu ifade eden Keleş, “Sadece e-ticarette yüzde 100 kapasiteye ulaşılması ve tüm ürünlerin Türk ürünleri olması durumunda, ülkemiz senede 750 milyon dolar ihracat kazanımı sağlayacak. Uluslararası taşımacılık, dağıtım ve depolama potansiyeli ise projede öngörülen kapasitelere erişildiği durumda Türkiye için 1 milyar doları aşkın dış ticaret kapasitenin oluşturulması anlamına geliyor. Böylesine önemli bir projede iş dünyasının ve önde gelen sivil toplum kuruluşlarının program ortakları olarak yer almasının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.  E-ticaret ve e-ihracatta hızlı büyüme imkânı  Projeyle gelecek trendlerinde e-ticaretin ve e-ihracatın büyüme öngörüsü dikkate alınarak ilgili pazar ve yan pazarlarda e-ticaret lojistik hizmeti de verilecek. Bu kapsamda, Türk ürünlerinin yurt dışı pazarlar ve pazar yerlerinde bulunabilme kabiliyet ve kapasitesinin de artırılması hedefleniyor. Bu ürünlerin, müşteri hizmet ve maliyet beklentilerine uygun lojistik altyapısıyla nihai kullanıcılara sunulması, Türk ürünlerinin rekabette bir adım öne çıkartılmasına katkı sunacak. Aynı zamanda, e-ticaret ve e-ihracatta yüksek maliyet ve operasyonel verimsizliğe konu olan iade siparişler Avrupa'daki ilgili merkezde yönetilerek, tekrardan ihracata kazandırılacak ve böylece maliyet tasarrufu elde edilecek. Bu sayede Türk markalarının mevcut e-ticaret ve e-ihracat potansiyelinin geliştirilmesi hedefleniyor.

Trendyol Körfez'e açılıyor Haber

Trendyol Körfez'e açılıyor

Şirket açıklamasına göre, Trendyol, Almanya pazarına girişinin birinci yılını kutluyor. Uluslararası büyüme planları doğrultusunda ilk yurt dışı ofisini Berlin'de açan Trendyol, bir yıl içerisinde, tamamı Türkiye'de üretilen ürünleriyle Almanya'nın moda alanında en çok tercih edilen platformları arasında yer aldı. Trendyol, Almanya'da birinci yılını kutlarken, Körfez ülkelerinde de operasyonlarına başladığını duyurdu. Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası kapsamında, A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın Almanya ile karşılaşmasında Tarkan'ın da katılımıyla, Filenin Sultanları'nı tribünden desteklemek için Düsseldorf'ta basın mensupları ile bir araya geldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Çetin, yerli üreticilerle birlikte yerel üretimi artırmanın ve Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli dünyaya açmanın gelecek planlarının odağında olduğunu belirterek, "Körfez ülkelerinde operasyonlarımızı başlatmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu bölgede Türk ürünlerine büyük bir ilgi var. Teknoloji ve pazarlama gücümüzü kullanarak, bu ülkelerdeki ilginin Türk üreticileri ve markalarımızla çok daha etkin bir şekilde buluşmasını sağlayacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile başlayarak, bölgede e-ihracat operasyonlarımızı kurguladık. Bu iki ülkede geçtiğimiz hafta İngilizce web sitemizi ve uygulamalarımızı yayına aldık." ifadesini kullandı. Bu ay sonunda Arapça seçeneğini de ekleyerek bölgedeki müşterilerle Türkiye'deki üretici ve satıcıları buluşturmayı hedeflediklerini anlatan Çetin, şunları kaydetti: "Dubai'de bu kadar kısa sürede en popüler e-ticaret aplikasyonu sıralamasında birinci sıraya yerleştik. Arapçayı geliştirdikten sonra aynı başarıyı Suudi Arabistan'da da yakalayacağımızı düşünüyoruz. Dubai'de hiçbir pazarlama faaliyeti gerçekleştirmemiş olmamıza rağmen, siteyi aktif etmemizin ardından 5 gün içerisinde 2 bin 500'e yakın sipariş geldi. Hedefimiz, Türkiye'den ihracat ile başlayan operasyonumuzun, Dubai'deki operasyon merkezimiz üzerinden devam ederek müşterilerimize sunduğumuz deneyimi geliştirmek. Türk üretici ve satıcılarının Trendyol aracılığıyla bu ülkelerde satış yapmalarını sağlayacağız. Bu bölgede 2024 yılında müşteri sayımızın 4,5 milyona ulaşmasını hedefliyoruz. Dubai'de uluslararası operasyonlarımız için açtığımız bir depomuz var. Bu depomuzu Körfez bölgesinin iade operasyonları için de kullanmayı hedefliyoruz. Körfez operasyonunun, yeni bir coğrafya, farklı bir kültür ve deneyimlerle bizleri çok heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Trendyol olarak gelecek planlarımızın en başında her zaman Türkiye'nin üretim gücünü e-ihracat ile yurt dışındaki müşterilerle buluşturmak var. Geçtiğimiz yıl bunun ilk adımını atarak Almanya'da ilk yurt dışı ofisimizin açılışını gerçekleştirdik. Bugün 1 milyonun üzerinde müşteri Almanya'da Trendyol aracılığıyla 200'den fazla Türk markasından alışveriş yapıyor. Platformumuz aracılığıyla 350 binden fazla ürüne ulaşabiliyorlar. Yurt dışında 2021 yılından bu yana toplamda 1 milyonu aşkın müşteri platformumuz üzerinden 36 milyon adet ürün satın aldı. Yakın zamanda da Almanya Online Perakendeciler Birliği (BVOH) tarafından Avrupa'nın bir numaralı moda pazaryeri seçildik. Son 12 ay içerisinde, Trendyol uygulaması Almanya'da en çok indirilen uygulamalar arasına girdi." Çetin, Almanya'da müşterilerin en çok tercih ettiği özel marka koleksiyonları olan Trendyol, Trendyol Man, Trendyol Modest ve Trendyol Curve'nin tamamının Türkiye'de yerleşik 400'den fazla üretici tarafından üretildiğini belirterek, "Bu üreticilerimiz doğrudan 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Almanya'da bu kadar tercih edilmemiz ülkemize sağladığımız ekonomik katkıyı artırmak açısından da çok kıymetli. Almanya'da yakında modanın yanı sıra güzellik, ev eşyaları ve takı kategorilerini de devreye alacağız. Daha çok Türk markasını e-ihracatla buluşturmaya hazırlanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "Türkiye'ye ve Türk ürünlerine karşı çok büyük ilgi var" Türkiye'de çalışanların tamamının Türklerden oluştuğunu aktaran Çetin, "Almanya'da ise 45 farklı ülkeden çalışan var. Orta Doğu'da da benzer şekilde olacağını öngörüyoruz. Bugün Almanya'da 200 mühendisimiz var. Buradaki teknoloji kapasitesi ve gücü de Türkiye ile aynı düzeyde olabilsin diye Türkiye'den 100 mühendisimizi Almanya operasyonlarımızda görevlendirdik. Orta Doğu'da ve Azerbaycan'da da tüm operasyonlarımızı şu anda Türkiye'den arkadaşlar geliştiriyorlar. Yurt dışı operasyonlarımız için farklı ülkelerden de mühendis istihdam etmeye başladıktan sonra, Türk mühendislerinin dünyanın en iyileri arasında yer aldığını rahatlıkla söyleyebilirim." görüşlerini paylaştı. Mayıs ayında Azerbaycan pazarına girdiklerini ifade eden Çetin, şu değerlendirmede bulundu: "Biz henüz Azerbaycan pazarına girmeden aslında ciddi bir talebin olduğunu, Azerbaycan'daki 800 bine yakın müşterimizin Trendyol uygulamasını telefonlarına indirdiğini biliyorduk. Trendyol'dan alışveriş yapmaya çalışıyorlardı fakat alışverişin yöntemi farklıydı. Trendyol'dan verdikleri siparişleri Türkiye'de bir noktada toplatıp, aracılarla Azerbaycan'a götürüyorlardı. Azerbaycan pazarına girmemiz ile birlikte tüm lojistik operasyonu Azerbaycanlı lojistik iş ortaklarımızla üstlenerek, oradaki müşterilerimizin siparişlerini kapılarına kadar teslim ediyoruz. Henüz tam anlamıyla pazarlama faaliyetlerine başlamadan dahi müşteri sayımızın orada da 1 milyonun üzerine çıktığını görüyoruz. Azerbaycan nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu düşündüğümüzde nüfusun yüzde 10'unun Trendyol müşterisi olduğunu görüyoruz. Ülkede ciddi potansiyel görüyoruz. Türkiye'ye ve Türk ürünlerine karşı çok büyük ilgi var. E-ihracatı tüm KOBİ'ler için kolaylaştıracağız. Ülkemizin ekonomik hedeflerinde gittikçe artan öneme sahip olan e-ihracata ilgiyi arttırmak için hem lojistik hem de teknik altyapı açısından önemli adımlar attık. İstanbul Havalimanı yanındaki e-ihracat merkezi yatırımımızı gerçekleştirerek Avrupa lojistik ağını kurma çalışmalarımızı başlattık. Tamamı Türk mühendisleri tarafından geliştirilen uygulamamızla, Türkiye'deki satıcılarımızın Ankara'ya satış yapar gibi Berlin'e e-ihracat yapmalarını mümkün kıldık. Ekibimizdeki mühendis arkadaşlarımız tarafından geliştirilen sistem, satıcılarımızın e-ticaret süreçlerini yönettiği satıcı panelinde 'ihracat merkezi' sekmesi altında yer alıyor. Satıcılarımızın sisteme yurt dışından gelen talepleri ve canlı stok bilgilerini girdikten sonra ihraç edilecek ürünlerini ihracat için gerekli evraklarla beraber Trendyol deposuna ulaştırması gerekiyor. Bundan sonraki tüm süreçleri Trendyol olarak biz devralıyoruz. Ürünlerin ihracından kargoya verilerek son tüketiciye ulaştırılmasına kadar tüm süreç bizim üzerimizden yürüyor. Siparişler Trendyol deposuna ulaştıktan sonra 5 günden daha kısa bir sürede müşteriye ulaşmış oluyor." "2022'de 136 ülkeye e-ihracat yaptık" Çetin, e-ihracat ile ilgili çalışmalarının Almanya ile sınırlı olmadığını vurgulayarak, "trendyol.com/de'nin yanı sıra İngilizce konuşulan ülkelerdeki müşterilerimize özel açtığımız trendyol.com/en sitesi üzerinden Türk üreticileri Avrupa'nın 27 ülkesiyle buluşturuyoruz. Ayrıca 95'e yakın global e-ticaret platformu aracılığıyla da yerli üreticileri farklı coğrafyalardaki müşterilerle buluşturuyoruz. Bugün Türkiye'de üretilen ürünler, Orta Doğu'dan Afrika'ya, çok geniş bir coğrafyada kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. 2022 yılında 136 ülkeye e-ihracat yaptık. Her gittiğimiz ülkede bizden alışveriş yapan bir kişi mutlaka birkaç kere daha alışveriş yapıyor. Şu an dünya çapında, Trendyol aracılığıyla yerli üreticilerimizin ürettiği ürünleri kullanan 4 milyon müşteri bulunuyor. Perakende sektörünü desteklemek amacıyla Birleşmiş Markalar Derneği ile iş birliği gerçekleştirdik. Bu iş birliği kapsamında, BMD üyesi olan Türk markalarını global pazarlara taşıyoruz." açıklamasını yaptı. İhracatta müşterilere daha hızlı teslimat gerçekleştirebilmek için İstanbul Havalimanı yanındaki (IGA) e-ihracat merkezi yatırımlarını gerçekleştirdiklerini belirten Çetin, şunları kaydetti: "Bu merkez ile Avrupa lojistik ağını kurma çalışmalarımızı başlattık. Bu yatırımımızı 36 milyon avroluk bedelle hayata geçireceğiz. Toplam 12 bin metrekarelik bir alan olacak. Merkezimiz günlük 150 bin adet ürün çıkış kapasitesine sahip. İGA projemizde temel atma aşamasındayız ve eş zamanlı tasarım çalışmalarını yapıyoruz. Bu operasyon merkezimizin uzun vadede e-ihracata büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. İstanbul Havalimanı'nda gümrüklü alandan direkt çıkış yapabilecek olmamız nedeniyle sipariş geldiği andan itibaren hazırlanma ve uçağa teslim arasındaki süreyi iyileştireceğiz. Müşterilerimize daha hızlı bir teslimat deneyimi yaşatacağız. Yakın bir zamanda Adana Aktarma Merkezi ve Trabzon Aktarma Merkezi yatırımlarını gerçekleştirdik. Her iki aktarma merkezi de bölgelerinin en büyüğü olma özelliğine sahipler. Bu sene açılışını yapacağımız Ankara'da bir de e-ticaret operasyon merkezi yatırımımız var. Sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın en büyük e-ticaret operasyon ve aktarma merkezlerinden birisi olacak. En modern teknolojilerle ile donatılacak tesiste 3 bin 500 kişi istihdam edilecek."

E-ihracat yapanlar, küresel daralmada pozitif ayrıştı Haber

E-ihracat yapanlar, küresel daralmada pozitif ayrıştı

Türkiye’de bu yıl 35. yılını kutlayan ABD’li hava kargo devi UPS, büyüyen e-ihracat potansiyeline odaklandı. EKONOMİ gazetesine konuşan UPS Türkiye Ülke Müdürü Engin Kolat, küresel tedarik zincirinde rolü artan ve lojistik altyapısı giderek güçlenen Türkiye’nin önünde çok fazla fırsat olduğunu vurguladı. Kolat, özellikle KOBİ pazarında büyük potansiyel olduğuna işaret ederek, “E-ihracat büyüyor. Ancak yine de Türkiye’de şu anda ihracat yapan KOBİ’lerin payı yüzde 3 bile değil. Burada büyük potansiyel var. Küresel ticaretteki yavaşlamaya paralel Türkiye’nin ihracatı daralma trendine girse de e-ihracat yapan firmaların bu dönemde diğerlerinden pozitif ayrıştığını görüyoruz. Dolayısıyla gidecek daha çok yol var ve bu bizim gibi taşımacılık şirketleri için büyük fırsat ” diye konuştu.           Avrupalı firma ile aynı hızda teslimat imkanı UPS Türkiye, ihracattaki daralmaya karşın ilk yarıda geçen yılın hacmini yakalamış. Engin Kolat, “Ekonomi yavaşlasa da bizim açımızdan ilk 6 ay geçen yıla paralel geçti. Hızlı hava kargo şirketi olmamız avantaj. Türkiye’deki ihracatçı bizim gibi servisleri kullanarak, neredeyse Avrupa’daki KOBİ ile aynı hizmeti alabiliyor çünkü ertesi gün Avrupa’daki müşteriye teslim ediliyor. İki günde ABD’ye ulaşıyor. Biz burada ihracatın genelinden pozitif ayrıştığımızı düşünüyorum. Çünkü e-ihracatta daralma yok” dedi. Anadolu’nun ihracat potansiyeli UPS’i şaşırttı Özellikle Anadolu’da KOBİ’ler için çok fırsat olduğunu gördüklerini ifade eden Kolat, “İhracat deyince aklımıza Denizli, Gaziantep gibi iller geliyor ama son dönemde Kayseri çok öne çıkmaya başladı. Özellikle son birkaç yılda Kayseri ciddi bir pazar yeri çıkış noktası olmaya başladı. İç pazardan daha fazla bir potansiyel olduğunu görüyorlar. Fırsat çok, bugün yolladığınız bir ürün yarın Berlin’de, ikinci gün New York’ta. Türkiye’deki bir KOBİ, Avrupa’daki bir Kobi ile aynı hızda ürünü teslim edebiliyor. Lojistik hızı aynı bu büyük avantaj. Biz KOBİ’lerin 220 ülkeye ulaştırıyoruz. Pazaryerleri başlamak için çok iyi fırsat” açıklamasını yaptı. Kolat özellikle kişiselleştirilmiş ürünlerde Türk girişimcilerin önemli bir fark yarattığını söyledi.            Engin Kolat, 220’den fazla ülkede insanları ve işleri birbirine bağlayarak müşteri odaklı teknolojik hizmetler sunan UPS, 540 bin fazla çalışanıyla her gün 24,7 milyondan fazla paket teslimat kapasitesine sahip. Türkiye’deki faaliyetlerine 1988 yılında ihracat gönderilerini uluslararası pazarlarla buluşturmak amacıyla başlayan UPS, bugün 2 binden fazla çalışanıyla ve geniş organizasyon ağıyla operasyonlarına devam ediyor. Uluslararası lojistik ve teslimat faaliyetleriyle Türkiye’de ihracatın gelişimine destek sağlıyor ve 81 ildeki varlığıyla müşterilerine yüksek kaliteli tamamlayıcı bireysel lojistik çözümleri sunuyor. Türkiye’de aynı anda yurt içi ve yurt dışı kargo hizmeti sunan; deniz, hava ve karayolunu kullanan bunun yanı sıra depoculuk hizmeti veren tek lojistik şirketidir. İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde ofisleri ve depoları bulunuyor.          UPS, Türkiye’nin ihracatına katkı sunma hedefleri doğrultusunda 2016 yılında İzmir Aktarma Merkezi, 2019 yılında İstanbul Havalimanı Merkezi, 2021 yılında ise İstanbul Avrupa Aktarma Merkezi projelerini tamamlayarak ticaretin, e-ticaretin ve e-ihracatın büyümesi adına yatırımlarına hız kesmeden devam etti. 2018 yılında İGA yönetimi ile imzaladığı 25 yıllık sözleşme kapsamında İstanbul Havalimanı’na yaptığı yatırımla ülkenin büyüme hedeflerine katkı sağlayarak farklı pazarlar ve ihracatçılar arasında köprü oluşturmaya devam ediyor. İstanbul Havalimanı’nın devreye girmesiyle Türkiye’deki birçok operasyonunu buradaki merkez üzerinden gerçekleştirmeye başladı. Üreticiden direkt tüketiciye trendi güçleniyor Engin Kolat, son dönemde B2C, yani şirketlerden tüketiciye satışın, şirketten şirkete olan ticareti temsil eden B2B’ye göre daha hızlı büyüdüğüne işaret ederek, “Türkiye’de son zamanlarda çok fazla kişiselleştirilmiş ürünler var. Çok fazla katma değer yaratmaya başladı küçük ve orta işletmeler. Burada çok kolay ulaşabileceğiniz bazı hizmetler, rekabetçi maliyetle ulaşabileceğiniz bazı hizmetler ABD’de ya da Avrupa pazarında o kadar da değil. Bunu bulup o dikeylerde ilerleyen e-ihracat odaklı yapan pozitif ayrıştı. Bir müşterimiz var. Mesela, Ahşap ürünü kişiselleştiriyor. Evcil hayvanınıza kulübe ya da ev alıyorsunuz onun üzerine hayvanınızın resmini basabiliyor. Ya da ismi yazılıyor. Yani isteğinize göre kişiselleştiriliyor. İzmir, İstanbul Bursa’da var. Bizim ilk kez bir iş yaptığımız İzmir’de müşterimiz var mesela, ahşap ürünleri kişiselleştirmede inanılmaz. B2C tarafında bir hareket var. B2BC trendi güçleniyor. Türkiye’deki e-ihracatçı Avrupa’daki KOBİ ile aynı lojistik hizmeti alabiliyor, ertesi gün Avrupa’daki müşteriye teslimat yapabiliyor" şeklinde konuştu. Her ay bin KOBİ’ye e-ihracat fırsatlarını anlatıyor UPS, KOBİ’lerin ve girişimcilerin ihracat potansiyellerini keşfedebilmesi ve e-ihracat sürecinde önlerine çıkabilecek engelleri ve çözümleri çok daha önceden görebilmesi için T.C. Ticaret Bakanlığı ile Export Akademi programını hayata geçirdi. Engin Kolat, her ay yaklaşık bin KOBİ’ye e-ihracat fırsatlarını anlattıkları bir eğitim programı düzenledikleri söyledi. Export Akademi programı ile Türkiye’nin dört bir yanını gezerek KOBİ’lere sanal pazarlarda hesap yönetimi, online ödeme yöntemleri, e-ihracatta gönderi paketleme, dijital pazarlama, gümrük mevzuat çözümleri gibi konularda eğitimler verirken aynı zamanda onlarla başarılı ihracat hikayelerini paylaşıyor. UPS, kadınların sınırları aşmasına, zorlukların üstesinden gelmesine ve işletmelerini küresel pazarlara genişleterek yeni gelecekler oluşturmalarına destek olmak amacıyla UPS Kadın İhracatçı Programı’nı hayata geçirdi. Bugüne kadar 8.500’ün üzerinde kadının güçlenmesine destek olundu. Yatırımlar hızlandı, 2050’de karbon nötr şirket olacak UPS için sürdürülebilirlik konusu kurumsal bir planın çok daha ötesinde kişisel bir konu olarak ele alınıyor. Geçtiğimiz yıl sürdürülebilir hedefler ve bunlara nasıl ulaşılacağına dair somut bir yol haritası belirlendi. 2021 yılında şirket çapında yeni bir dizi ESG hedefini duyuruldu. Bunlar arasında 2050 yılına kadar küresel operasyonlarda kapsam 1, 2 ve 3 emisyonlarında karbon nötr olma taahhüdü de yer alıyor. 2035 yılı için belirledikleri çevresel sürdürülebilirlik hedefleri arasında küresel küçük sipariş operasyonlarında teslim edilen paket başına karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltılması, tüm tesislerin yenilenebilir elektrik enerjisiyle çalışmasının sağlanması ve küresel hava filosunda kullanılan yakıtın yüzde 30'unun sürdürülebilir havacılık yakıtı olması yer alıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.