Hava Durumu

#Tükenmişlik

İK GÜNDEMİ - Tükenmişlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tükenmişlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çalışanların göreve sürekli hazır olması bekleniyor Haber

Çalışanların göreve sürekli hazır olması bekleniyor

Teknolojinin ve iletişim araçlarının ilerlemesi, çalışanların iletişim ve iş yapma yöntemlerinde büyük değişiklikleri de beraberinde getirdi. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve diğer dijital araçların iş yaşamındaki yaygın kullanımı, erişimi kolaylaştırarak yöneticilerin çalışma saatleri dışında da çalışanlarla iletişim kurma isteğine yol açıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Nazlı Yüceol, birçok işletme ve kurum için yüksek hızlı toplumun ve Covid-19 pandemisinin gibi dışsal faktörlerin iş yaşamında "sürekli hazır olma" gibi bir normu beraberinde getiriyor. Uzun çalışma saatleri ve mesai sonrası sürekli ulaşılabilir olma durumunun, çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığını tehlikeye atabileceğini, uyku bozukluğu, kaygı durumu, tükenmişlik sendromu ve yetememe hissinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. İş ve kişisel yaşam arasındaki çatışma hayat kalitesini düşürüyor Çalışanların sürekli göreve hazır olması beklentisi, dijital araçların kullanımı nedeniyle mesai saatleri dışında da iletişim kurulabilmesi, iş ve özel yaşam arasındaki sınırları bulanıklaştırmış durumda. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Nazlı Yüceol, "Ulaşılamama Hakkı" ve "Bulanıklaşan Çalışma Saatleri" gibi kavramlar üzerinde hem uygulamacıların hem de akademisyenlerin çalışmalar yürüttüğünü ifade ediyor. Özellikle Covid-19 pandemisi ile birlikte "Ulaşılamama Hakkı" kavramının tekrar gündeme geldiğini belirten Yüceol, pandemi nedeniyle evden ve uzaktan çalışmanın artmasıyla, çalışanların iş ve kişisel yaşamları arasındaki sınırların belirsizleştiğini vurguluyor. İş yaşamının kişisel yaşam alanına taşınması durumunda, mutsuzluğun arttığını ve bu çatışma nedeniyle yaşam kalitesinin düştüğünü gözlemliyor. “Ulaşılamama hakkı, çalışana mesai dışında iletişimi kesebilme hakkı tanıyor” Fransa 2016 yılında Ulaşılamama Hakkı Yasasına sahip olurken, 2021 EUROFOUND raporuna göre; Belçika, Fransa, İtalya ve İspanya’nın Ulaşılamama Hakkı mevzuatı bulunuyor. Ulaşılamama hakkı ile dinlenme sürelerinin etkin kullanılabilmesi ve iş görenlerin fiilen çalışmayarak sağlığının korunması, iş yaşamıyla kişisel yaşam arasındaki çatışmanın önlenmesi amaçlanıyor. Her an göreve hazır olma, dijitale bağımlılık, yüksek hızlı toplum ve çalışan refahı gibi durumların oluşturduğu olumsuzlukların önüne geçmek için ulaşılamama hakkının son derece önemli olduğunu ifade eden YÜCEOL, “Türkiye’de ulaşılamama hakkı yasal olarak bulunmamakta. Türkiye’de işçinin Dinlenme Hakkı Anayasa’nın 50. Maddesiyle düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ‘Dinlenmek Çalışanların Hakkıdır’ ancak Ulaşılamama Hakkı ile Dinlenme Hakkı birbirinden farklı durumları ifade ediyor. Dinlenme Hakkının sınırları, Ulaşılamama Hakkına göre net bir biçimde belirlenmiş değil. Bu durum, çalışanların mesai dışında da ulaşılabilir olmasına neden olabiliyor. Ulaşılamama Hakkı, çalışana herhangi bir yaptırımla karşılaşma kaygısı bulunmaksızın mesai dışında iletişimi kesebilme hakkı tanıyor. Bu durum da, çalışan ve işveren açısından farkındalığın oluşturulması, çalışan refahını artırmak adına fayda sağlayacaktır. Tam da bu noktadan hareketle Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından desteklenen bir proje kapsamında Prof. Dr. Esin Can ve Arş. Gör. Dr. Ayşe Merve Urfa ile birlikte araştırmacı olarak bulunduğum ekiple, ‘Ulaşılamama Hakkı Algısı’ üzerinde bir ölçek geliştirme çalışması yürütmekteyiz. Geleceğin iş dünyası için daha kısa mesai saatleri, haftalık 4 günlük çalışma günü düzenlemelerinin tartışıldığı, esnek çalışma ve uzaktan çalışma gibi çalışma sistemlerinin daha yoğun kullanıldığı iş dünyası için ‘Ulaşılmama Hakkı’ üzerine daha fazla çalışma yapılması gereken son derece önemli bir konudur ” dedi.

Ofislerde yeni salgın 'küskünlük' Haber

Ofislerde yeni salgın 'küskünlük'

Çalışanlar artık ilgisizliklerini veya hoşnutsuzluklarını ifade etmekte ince davranmıyor ve bu acı duygularını düşük performans ve motivasyon eksikliği yoluyla açıkça ifade ediyorlar. İşlerine kızıyorlar ve bunun temel nedeni zayıf iş-yaşam dengesi, tükenmişlik, iş güvensizliği ve tatmin edici olmayan çalışma ortamları. Büyük istifa, ek iş, sessizce işten ayrılma, asgari pazartesiler... işyerinde yükselen bu tür trendlerin listesi her geçen gün yenisi ekleniyor.  Ayrıca, son birkaç yılda bu tür istihdam trendlerinin o kadar çok yan ürününü, ardılını, öncülünü ve daha nicesini gördük ki, takip etmek gerçekten zorlaştı.  Tam olarak nedir ve işverenler neden endişelenmelidir? Öncelikle, küskünlük sessiz işten ayrılmanın doğal bir sonucu olarak görülüyor. Bilmeyenler için, sessiz işten ayrılma temelde çalışanların işlerini tamamen bırakmadıkları, ancak asgari gereklilikleri yerine getirmeye başladıkları ve işteki coşku veya merak seviyelerini büyük ölçüde azalttıkları bir durumdur. Ancak, küskünlükte, çalışanlar artık ilgisizliklerini veya hoşnutsuzluklarını ifade etmekte ince davranmazlar. İşlerinden, gördükleri muameleden mutsuzdurlar ve aynı zamanda bu acı duygularını düşük performans ve motivasyon eksikliği yoluyla açıkça ifade etmektedirler. Basitçe söylemek gerekirse, artık işlerine küsüyorlar. Bu insanlar kim ve neden işlerine küsüyorlar? 2021'de insanlar pandemi sonrası, zayıf iş-yaşam dengesi ve tükenmişlikle mücadele ederken, birçoğu işlerini bırakmaya karar verdi ve büyük istifa bu şekilde devreye girdi. Ancak iş güvenliği korkusu, birçok çalışanı tatmin edici olmayan iş ortamına katlanmaya zorladı. Sonuç olarak, önce sessiz birer istifacı oldular ve şimdi işlerine karşı tamamen olumsuz bir tutum geliştirdiler. Bu terimi ortaya atan personel yönetimi yazılım sağlayıcı şirketi RotaCloud, "Kendilerini değersiz hisseden, takdir edilmeyen ve geleceklerinden endişe duyan çalışanlar işlerinde asla mutlu olmayacaklar ve endişe verici olsa da küskünlükteki artış beklenmedik değil" diyor. Bu hoşnutsuz çalışanlar işlerinden ayrılmak istemekte, ancak daha iyi istihdam olanaklarının olmaması, artan hayat pahalılığı veya ekonomik yavaşlama gibi çeşitli nedenlerle bunu yapamamaktadır. Bununla birlikte, aksaklıklara neden olmaktan ve sorunlarının duyulmasını sağlamaktan da çekinmezler. Bu nedenle, tüm işgücü başka bir istifa dalgası başlatmaya karar vermeden önce işverenlerin küskünlük belirtilerini tespit etmeleri ve çalışanların endişelerini gidermeleri zorunlu hale gelmiştir. Yöneticilere bu ortamı önlemek için bazı tavsiyeler * Tüm çalışanlara duygularını, fikirlerini ve endişelerini açıkça iletebilecekleri güvenli bir alan sunun. Bunu yapmak, aşağı doğru duygusal sarmal ve tükenmişliğe yer bırakmayacaktır. * Çalışanların çabalarının kabul edilmesini, takdir edilmesini ve ödüllendirilmesini sağlamak için çeşitli çalışan tanıma ve ödüllendirme programları geliştirin. Bu aynı zamanda morallerini yükseltecek ve üretkenliği artıracaktır. * Büyümeyi deneyimleyebilmeleri için eğitim ve beceri kazandırma programlarına yatırım yapın. Çalışanlarınıza büyüme fırsatları sunmak, otomatik olarak işten ayrılma oranlarını azaltacak ve elde tutmayı artıracaktır. * Rahatlamalarına ve yenilenmelerine yardımcı olmak için düzenli molalar ve tatiller sağlayın. Bazı şirketler, çalışanlarının zihinsel ve fiziksel sağlığını desteklemek için asgari Pazartesi politikası da uygulamaya başlamıştır. İşletmenizin bu tür esnekliklere izin verip vermediğine bakın veya çalışanların iş yükünü azaltmanın başka yollarını arayın. Çalışanlar küskünlükten nasıl kurtulabilir ve durumlarını nasıl iyileştirebilirler? * Memnuniyetsizliğinizin arkasındaki nedeni belirleyin ve anlayın. Sizi neyin rahatsız ettiğini öğrendiğinizde, bunu yöneticilerinize kolayca iletebilirsiniz. Örneğin, bazıları fikirlerinin yeterince takdir edilmediğini düşünebilir; diğerleri maaşlarında artış isteyebilir. Ayrıca, yardımcı olabileceğini düşündüğünüz olası çözümler hakkında da konuşun. * Tükenmişlik aşamasına ulaşmayı önlemek için zihinsel ve fiziksel sağlık desteği alın. Ayrıca, çözülmek ve kişisel bakımınızı yapmak için işten izin istemekten çekinmeyin. * Kızgınlık yaşamaya devam ederseniz, uzmanlar başka iş fırsatları aramanızı önerir. Kurum değiştirmek veya alanınızı tamamen değiştirmek isteyebilirsiniz.  Günümüzde Z kuşağı çalışanları haklarının bilincinde ve zihinsel ve fiziksel sağlıklarını her şeyin üzerinde tutmak istiyor. Ayrıca, bugüne kadar ortaya çıkan her eğilimin arkasındaki ana neden çalışan memnuniyetsizliği olmuştur. Dolayısıyla, şirketlerin çalışanlarının moralini yükseltmek ve mümkün olan her şekilde seslerinin duyulduğunu hissettirmek için bazı önlemler almasının tam zamanı. İster finansal ister duygusal olsun, çalışanlarınıza yapacağınız küçük bir yatırım kesinlikle küskünlüğe son verebilir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.